...Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü... Yüzümden ummazdım bunu kör oldum.. Siz hiç sabunluyken ağladınız mı? *Cemal Süreya
Canlılar doğaları gereği çok değişik yaratılmışlardır. Hele ki insanlar, en çeşitli olanıdır bence canlılar içinde.
Mutluluk ve mutsuzluk kavramlarının anlamsızlaştığı kara delikler ve bembeyaz günlerdeyim.
Zaman ve zamansızlık arasındaki o sıkışmışlık hissi.
Yazmak ve yazmamak arasındaki o üşengeçlik.
Ve tek bir karar.
Yapmak ve yapmamak..
Zincirler kırılmak içindir demiştir birileri kesin.Yazan birileri vardır mutlaka her şeyi.
Ve herkesin hayatı yazmaya, yaşamaya değerdir.
Tanrı’yla konuşmak mi istiyorsun? O zaman beraber gidip onu görelim, yapacak daha iyi bir işim yok...
Indiana Jones
Ki ben daha çeşitli...
Susmadan hiç durmadan anlatmak istediğim, hiç doyamadan sürekli ağlamak istediğim günlerdeyim.
Ki ben sevmem ağlamayı,sadece içime ağlamalarım çoktur benim. Öfkemi, nefretimi, kinimi, gözyaşımı, sevgimi içime atarım... Ve evet bir gün gelir taşıyamam.
Omuzlarımda ki yük çoğaldıkça, kalbimi hissetmemeye başlıyorum artık. Kırıp döküyorum, toza dumana katıyorum her yeri. Kırılıyorum dökülüyorum.
İnsan aynaya baktığında kendinden nefret eder mi? Kendimi sevmiyorum. Bir ömür kendimle nasıl geçireceğimi düşünürken karalar bağlayarak, bir insanı buna nasıl mecbur ederim?
Hani şair diyor ya:
''Bir insanı sevmekle başlıyor her şey...''
Hayır! Kendini sevmekle başlıyor her şey. Kendini sevmediğin zaman, artık kendini çekemediğin bir insan olmaya başladığın an, tüm insanlar uzaklaşıyor senden.
Olması gerekende bu değil midir zaten? Aslında kendine olan nefretini, kinini insanlara yansıtmaya başladığında, hatta en yakınına, çekip gidiyor...
Bir insanın kan kaybından ölmesi kadar doğal aslında, ilişkilerin de sevgi kaybından ölmesi. Aslında her şeyin başı sevgi değil mi?
Keşke bir sihirli değneğim olsa... Öyle güzel arabalar, evler, kıyafetler istemem ben. Huzur isterim. Huzura oksijen kadar ihtiyacım var çünkü nefes alamıyorum. Çünkü kendimle baş başa kaldığımda kanımda ki tüm oksijenimi emiyor düşünceler.
Yaşayamayacak duruma geliyorum.
Kendimi boğacak duruma geliyorum.
Zaman ve zamansızlık arasındaki o sıkışmışlık hissi.
Yazmak ve yazmamak arasındaki o üşengeçlik.
Ve tek bir karar.
Yapmak ve yapmamak..
Zincirler kırılmak içindir demiştir birileri kesin.Yazan birileri vardır mutlaka her şeyi.
Ve herkesin hayatı yazmaya, yaşamaya değerdir.
Kendinize rağmen...
Tanrı’yla konuşmak mi istiyorsun? O zaman beraber gidip onu görelim, yapacak daha iyi bir işim yok...
Indiana Jones
Yorumlar
Yorum Gönder