tüme varımda berbat olan hayat, tümden gelimde son derece güzel, aydınlık, umut dolu...

Bu sabah kötü uyandım. Aslında yeni bir şey değil, bir haftadır zorlanıyorum sabahları. Yorgunum ve baş edebilme eşiğim günden güne azalıyor. Neşeli olabilmek, olumluya odaklanabilmek çok fazla enerji istiyor ve ben akıntıya karşı kürek çekmekten sıkıldım. Daha doğrusu akıntıya karşı tekneyi çeviren de en başta benim, o nedenle kimseye yakınamıyorum, kendi kendime debelenip duruyorum. Bu sabah yine zor bir sabaha, somurtarak, tahammülsüz başladım. Evden çıktığımda, sabahın serinliği bile şişmiş gözlerimi canlı canlı açtıramadı. Bütün gece sabahlamam gözlerimle birlikte günümüde mahvetti. Sinirimin arasında içimden bir anda 'keşke biri bana biraz gülümsese' diye geçirdim. İçten bir günaydın ve samimi bir gülümsemeye ihtiyacım olduğunu o an anladım. Çünkü ben tek başıma yapamıyorum bunu. Oysa nedeni de yok bu yersiz melankolinin; tüme varımda berbat olan hayat, tümden gelimde son derece güzel, aydınlık, umut dolu (?!)

Yorulduğumu, yaşama hevesim kalmadığını her düşüşümde yineledim karşımda ki insanlara, beni anlayanlara ya da nasıl desem beni anlar gibi yapanlara. Her seferinde inandığım şeyler, biraz sonra bana kandırıldığımı çok güzel kanıtladılar.

Bana biraz bahar lazım. Bana biraz ''gül' ve biraz sevgi, biraz şefkat, biraz gerçek....

Çok şey istiyorum, biliyorum. Bunun için bana biraz yol gerek, gidip dönmemek için..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Gözleriniz çok ses çıkarıyor albayım...

Sorulur karanlık sebebim. Vurulur mülteci kederim... - Ahmet KAYA

Farz et ki yazdıklarımı anlayabildin. Ya anlayamadıkların? Ya yazıp da sildiklerim? Ya yazamadıklarım?" //Mevlana