Beton yığınlarının arasında yıldızlara hasret kalıyoruz...
Benim küçük sessiz çığlıklarım... Dünyaya sevecen görünüp,içimde bir türlü eriyip yok edemediklerim benim, ne de güzel doluyorsunuz içime... Benim canım beş köşeli odam... Ne de güzel saklıyorsun beni,onlar görmüyor, duymuyor ama sen görüp duyduklarını ne de güzel hep susuyorsun... Benim zavallı yaşlarım... Neden hep gidersin benden, bir yıl iki yıl derken yaş gelir hayatın ortalarına da neden beni beklemezsin? Benim narin çocukluğum... Çok güzel hayaller biriktirirsin de neden büyümezsin bir türlü? Benim bir türlü öldüremediğim sevdiklerim... Giderken neden bırakırsınız parçalarınızı,bilmez misiniz her iz bir çentik açar insan ömründe, her parça bir yas bırakır ardında... Kalbim... Kalbim... Benim en sevgili,en güzel, en masum bendim... Neden söz dinlemezsin de seni yöneteni bile esir alırsın, neden koşup durursun da bir yorulmazsın. Nasıl eşiğin var ki hala seni acıtandan yardım dilersin. Neden bu kadar küçülürsünde,aşağılanır,ayaklar altında ezilirsin de gururu hiçe say...